ULUSALCI KURD MEDYASI BAĞLAMINDA MEDYA SİYASET İLİŞKİSİ
Her
ne kadar farklı dönemlerde anlamı değişmiş veya genişlemiş olsa da medya ve
siyaset arasındaki ilişki, toplumsal hayatla birlikte başlamıştır. Çünkü
yönetmek anlamına gelen siyaset; ve enforme etmek olan medya, ilk toplumsal yapılarda bu yana insan
hayatında yerini almıştır. Konuyu daha iyi anlamak için kısaca siyaset ve
medyanın tanımını yapmak gerekmektedir.
Siyaset; devlet işlerini düzenleme ve yürütme
sanatı olarak tanımlanmaktadır. Toplumda çatışma halinde olan çıkarların uzlaştırılması
faaliyeti olarak da tanımlanmıştır. 20. yüzyılda kullanılmaya başlanan ve
siyasetle aynı anlama gelen politika da devletin etkinliklerini amaç,
yöntem ve içerik olarak düzenleme ve gerçekleştirme esaslarının bütünü olarak
tanımlanmıştır.
Medya
ise; her türlü bilgiyi kişilere ve topluma aktaran, eğlence, bilgi,
ve eğitim gibi
üç temel sorumluluğa sahip görsel, işitsel ve yazınsal araçların tümü olarak
tanımlanmaktadır. Sözlü, yazılı, basılı, görsel
metin ve imgeleri içeren çok geniş iletişim araçlarını kapsayan bir kavramdır. Hedef kitle üzerinde etki
oluşturmaya çalışan, iletişim araçları yine aynı şekilde hâkim ideolojiyi
yaygınlaştıran etkili araçlardır.
Medya
ve siyaset arasındaki ilişkiler ağı özellikle 21. yüzyılda üzerinde en çok
tartışılan konulardan birisi olmuştur. Gelişen teknoloji ile birlikte medyanın
toplumsal yaşamı etkilemedeki gücünün artması, siyaset ve medya arasındaki
ilişkiler ağının da karmaşıklaşmıştır. Medyanın kitleye dönük doğası, siyaset
kurumunun en çok önem verdiği konu olmuştur. Medya ve siyaset ilişkisinde siyasal
mekanizmaların sürece daha fazla dahil olmalarına neden olmuştur. Özellikle
toplumsal destek arayışında olan siyasal örgütlenmeler ve gruplar, medya
üzerinden kendi değer yargılarını ve fikirlerini topluma aktarmak için medyanın
olanaklarını kullanmışlardır. Bu süreç medya ve siyaset ilişkisinde, medya
içeriğinin siyasallaşmasını sağlarken; medya örgütlenmelerinin de siyasal
pozisyonlar alarak, belirli siyasal kimliklere bürünmelerine sebep olmuştur. Medya
artık kamuoyunu bilgilendirmekten çok, güdümleyen bir kitle iletişim aracı
haline gelmiştir.
Siyaset
kurumunun ve aktörlerinin görüş ve fikirlerini topluma aktarmada medya kuşkusuz
en önemli araçtır. Özellikle seçim dönemlerinde haber medyası siyasetçilerin
toplum genelinde siyasal fikirlerine ve projelerine rıza üretmeleri için ortam
sağlamaktadır. Medya haber kaynağı olarak siyaseti görmekte; siyasiler ise
kendi düşünce ve tutumlarının kamuoyuna ulaşmasını istemektedir. Bu bakımdan
her ikisinin de gereksinmeleri genel itibariyle uyum içerisindedir. Elbette bu
ilişki karşılıklıdır. Fakat kuşatıcı çevreyi oluşturan, medyadan çok
siyasettir. Onun için denilebilir ki, nasıl bir siyasi rejim var ise medya da
öyle gelişir. Hiçbir medya sistemi asla siyasi rejimden bağımsız olamaz.
Kurd Ulusalcı Medya veya Özgür Medya Geleneği
Kısaca tarihinden söz edecek olursa, Kürt medyası 22 Nisan
1898 yılında Kahire’de yayın hayatına başlayan ‘Kurdîstan’ gazetesi ile
başlıyor. Kurdlerin yoğun olarak yaşadığı bölgelere ilk kez 1856 yılında matbaa
kurulmuştur. Bedirhan (Bedirxan) ailesi tarafından yayınlanan Kurdîstan
Gazetesinden sonra 19 Eylül 1908 tarihinde kurulan Kurdt Teâvun ve Terakki Cemiyeti’nin
yayın organı olan Kurd Teâvun ve
Terakki Gazetesi 9 Kasım 1908’de İstanbul’da yayın hayatına başladı.
Ulusal
Kurdler, ilk olarak Özgürlük Yolu (1975), Xebat (1976), Rızgari (1976), Roja
Welat (1977), Kawa (1978), Ala Rızgari (1979), Serxwebûn, Yedinci Gün, Haftaya
Bakış gibi dergilerle basın dünyasına adım atmıştır. Ulusalcı çizgideki “Özgür Gündem” ve “Azadiya Welat”
gazetelerinin yayın geleneği 1988 yılında Toplumsal Diriliş Gazetesi ile
start almıştır. Bunu Halk Gerçeği ve Yeni Ülke Gazetesi takip etmiştir. Özgür
Gündem Gazetesi ise, 30 Mayıs 1992 yılında çıkarılmıştır. Kapatıldığı için 2006
yılına kadar Özgür Ülke, Yeni Politika, Demokrasi, Ülkede Gündem, Özgür Bakış,
Yeni Gündem ve Yeniden Özgür Gündem adlarıyla yayınını sürdürmüştür. Gazete,
2006 yılından bu yana ise Özgür Gündem adıyla yayınlarını sürdürmektedir. Türkiye’de
Kürtçe
yayın yapan ilk gazete ise, 22 Şubat 1992
yılında Welat adıyla yayına girmiştir. Bu gazetenin kapatılması ile Welatê Me,
daha sonra da Azadiya Welat adıyla yayınlarını sürdürmüştür. Gazete, 15 Ağustos
2006 tarihinde günlük yayına başlamıştır.
Ulusalcı
çizgideki televizyon yayınları ise, 1990’ların başında Avrupa üzerinden yayın hayatına
başladılar. Bu geleneğin birbirinin ardılı olan televizyonları ise sırasıyla
Med TV, Medya TV, Roj TV, Ronahi TV, Nûçe TV Stêrk TV ve Diyarbakır’da bölgesel
yayın yapan Özgür Gün TV’dir. Ulusalcı Kürt hareketi, 2 Nisan 2002 yılında
Diyarbakır merkezli Dicle Haber Ajansını (DİHA) kurmuştur. Daha sonra da Fırat
Haber Ajansı (ANF) da yayıncılık hayatına girdi. Türkiye'de haber ağırlıklı
yayın yapan ve 1 Mayıs 2011'de yayın hayatına başlayan IMC TV, bu siyasal
geleneğin içinde değerlendirilmektedir.
Kurd Medyası ve Siyaset İlişkisi
Kendisini
‘Özgür Medya’ olarak adlandıran Ulusalcı Kurd Medyası, özellikle Doğu ve
Güneydoğu bölgesindeki gelişmeleri daha sık gündemine almaktadır. Bu nedenle merkezi
siyasetle sürekli çatışma halinde olmuştur. Bunun sonucunda da defalarca kapatılmış
ve basılı yayınlar toplatılmıştır. Bu geleneğin medya organları günümüzde de muhalefet
çizgisini sürdürdükleri için merkezi hükümet hiçbir şekilde ilişki kurma imkânına
sahip olamamıştır. Dolaysıyla sürekli çatışma halinde oldukları siyasetin-hükümetin
baskısı altında olmuştur.
Hükümetin
bütün medya organlarını taraftarı yaptığı veya susturduğu iddia edilen günümüz ortamında
denilebilir, şu anda muhalif yayın yapan tek medya, Kürt medyasıdır. Birçoğu
ülke dışında yayınını sürdürdüğü için hükümetin kapatma veya el koyma gibi bir imkanı
bulunmamaktadır. Ancak ülke içerisinde yayın yapan Dicle Haber Ajansı, Fırat
Haber Ajansı, Özgür Gündem, Azadiya Welat, IMC TV ve Özgür Gün TV gerek RTÜK
eliyle gerekse merkezi otoritenin eliyle baskılanmaktadır. RTÜK tarafından yüksek
cezalara çarptırılmaktadır. Ayrıca hükümet ve yerel yöneticiler de Kürt Medyası çalışanlarına
akreditasyon uygulayarak veya tehdit ederek baskı altına alınmaktadır. Hatta
birçok kez söz konusu medya organlarının web sitelerine erişim engellenmektedir.
Yorumlar
Yorum Gönder