KÜRT ULUSALCI MEDYANIN NEVRUZ ALGISI: “ÖZGÜR GÜNDEM VE AZADIYA WELAT GAZETELERİ ÜZERİNDEN BİR SÖYLEM ANALİZİ”



Nevruz; Ortadoğu, Orta Asya ve Balkanlara kadar geniş bir coğrafyada binlerce yıldır yeniden diriliş ve bahar bayramı olarak kutlanmaktadır. Farsça kökenli bir kelime olan Nevruz adına yazılı olarak ilk kez 2. yüzyılda Pers kaynaklarında rastlanmaktadır. BM, 3 bin yıllık bu kültürel şenliği 2010’da Dünya Nevruz Bayramı olarak kabul etmiştir. Birçok milletin sahiplendiği bu kadim şöleni Türkler mitolojik Ergenekon’dan çıkışa, Kürtler ise, Demirci Kawa efsanesine dayandırırlar. 1970’lerden itibaren Kürtler tarafından yoğun olarak kutlanmaya başlanan Nevruz, 1980’lerde etnik ve siyasal bilinci üreten olgu, 1990’lardan sonra da Türkiyeli Kürtler arasında kimlik ifadesinin merkezine oturtulmuştur. Bu süreçte Kürt ulusalcı basını da Nevruz’u siyasi söylemini ifade ettiği simge olarak kullandı. Bu çalışma da Kürt ulusalcı basının etkin gazeteleri Özgür Gündem ve Azadiya Welat’in 2015’teki Nevruz algısını eleştirel söylem çözümlemesi yöntemiyle inceledik.
Anahtar Kelimeler: Nevruz, Kürt Ulusalcı Medya, Özgür Gündem, Azadiya Welat

Giriş

Bir milleti millet yapan değerler bütününe kültür denilmektedir. Kültür, binlerce yıllık bir geçmişi içerisinde barındıran gelenek ve göreneklerdir. Nevruz da güçlü bir tarihi arka planı olan kültürel bir şölendir. Bu şölen yüzyıllarca Farslar, Kürtler, Azeriler, Türkler, Afganlar, Arnavutlar, Gürcüler, Türkmenler, Tacikler, Özbekler, Kırgızlar, Karakalpaklar, Kazaklar tarafından geleneksel yeni yıl ya da doğanın uyanışı ve bahar bayramı olarak görülmektedir (tr.wikipedia.org). Yani başta Ortadoğu ve Orta Asya olmak üzere geniş bir coğrafya da bin yıllardır bayram olarak kutlanmaktadır.
Birçok milletin ve kültürün sahiplendiği Nevruz; Newroz, Navruz, Novruz, Sultan-ı Nevruz, Sultan-ı Navrız, Navrez, Nevris, Naorus, Novros, Navrıs, Noruz gibi birbirini çağrıştıran adlarla isimlendirilmektedir (Türkdoğan 1996: 29). Farsça kökenli bir kelime olan Nevruz’un sözcük anlam, yeni gün demektir. Farsçada nev; yeni, ruz; gün anlamına gelmektedir (Rayman, 2002: 10). Farsça ile aynı dil ailesinden gelen Kürtçe’de de ; yeni, roj; gün demektir. Sözcük Newroz şeklinde telaffuz edilmektedir. İrani dillerdeki gün anlamına gelen ruz, Proto-İranice’nin ‘Rauça’sından gelir. Bu da eski Hint-Avrupa dillerinin manası ışık olan ‘leuk’ kelime köküne dayandığı belirtiliyor (nevruz.nedir.com).
Türk Dil Kurumu’nun Kürtçe-Türkçe Sözlüğünde Nevruz; “Eski takvimlere göre 21 Mart’a denk düşen baharın ilk günü” şeklinde tanımlanmaktadır (Karademir, Gümüş, v.d., 2014: 522) Bir başkan Kürtçe-Türkçe Sözlük de “21 Mart’ta kutlanan kadim yeni yıl bayramı” ifadesiyle tanımlanıyor (Farqînî, 2007: 1231). Tori’in hazırladığı Kürtçe-Türkçe sözlüğünde ise, sersal yılbaşı “Mart'ın 21’ine denk gelen yılbaşı ve Kürt Ulusal Bayramı” anlamında kullanılmıştır. Diğer taraftan nevruz kavramının etimolojik anlamı yılbaşı kavramını değil de yeni gün’ü ifade etmektedir (Aksoy, 1996: 2).
Nevruz değişik etnik grupların farklı anlamlar yüklemesine karşın yeşillik, başlangıç, coşku ve canlanma gibi ortak paydaları simgelemektedir (Rayman, 2002: 11). Tabiatın canlanmasını, yeniden dirilişi, yeniden doğuşu ve yeni bir hayata başlamayı ifade eder (Demirer, 2012: 39). Geniş bir coğrafyada yılın ilk gününe (Çetin, 2009 :65), bahar bayramına veya tabiatın canlanmasına Nevruz denilmiştir. Eski İran takvimine göre de Nevruz, yeni yılın ve ilkbaharın başlangıç günüdür (Aksoy, 1996: 3-4). Nevruz, aynı zamanda “iyilik ve bereketi temsil eden baharla, kötülük ve sıkıntıyı temsil eden kışın mücadelesini” sembolize eder (onedio.com). Yüzyıllarıdır dünyanın değişik bölgelerinde kutlanan Nevruz’un, sosyal hayat ile tabiatın uyum içerisinde yürümesini sağlamaya yönelik derin bir varlık felsefesi ürünü olduğu da iddia edilmiştir (Çetin, 2006: 64).

Çalışmanın Metodolojisi

Nevruz’un son yıllarda hem resmi olarak kutlanılması hem de Kürt ulusalcı[1] çevrelerin etnik kimlik ve milliyetçiliğin inşa edilmesinde bu konuyu öne çıkarmaları kutlamaları basında da daha görünür kılmıştır. Özellikle Kürt medyasının konuyu nasıl aldığı ve hangi noktaları vurguladığı incelenmesi gereken bir problemdir.
Bu çalışma son yıllarda Türkiye ve zaman zaman da Dünya medyasında geniş yer edinen Nevruz etkinliklerinin Kürt ulusalcı medya tarafından nasıl ele alındığını, bu etkinliklere hangi anlamların yüklendiği ve Nevruz’un Kürt kimliğinin üretilmesine etkilerini incelemeyi amaçlamaktadır. Belirlenen amaç doğrultusunda hareketin en çok öne çıkan iki gazetesinin söylem analizleri yapılmıştır.
 Araştırma Nevruz Haftası olarak adlandırılan 16-22 Mart 2015 tarihleri arasını kapsamaktadır. Bir hafta boyunca günlük Türkçe yayın yapan Özgür Gündem ve Kürtçe yayın yapan Azadiya Welat gazetelerinde yer alan haberler söylem analizi yapılarak incelendi. Her iki gazete de hafta boyunca manşetlerini Nevruz etkinliklerine ayırmıştır. 7 gün boyunca Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı, Hakkari, Van, Batman, Mardin, Şırnak/Cizre, Şanlıurfa ve son olarak da 21 Mart günü Diyarbakır’da yapılan Nevruz kutlamaları bu gazetelerce öncelikli haber olarak verilmiştir. Yine Nevruz faaliyetleri kapsamında örgüt tarafından hafta başında (16 Mart) PKK lideri Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması için ‘Özgürlük Yürüyüşü’ adıyla bir yürüyüş başlatılmıştır. Bu yürüyüş de Nevruz’a paralel olarak yoğun bir şekilde her iki gazetenin manşetlerinde yer aldı. Ayrıca gazetelerde yer alan diğer haberlerin ayrıntılı tahlillerine girilmemeye çalışılmıştır. Daha çok öne çıkarılan haberler analize tabi tutulmuştur.
Söylem analizi, konuşma ve metinlerdeki anlam ürünleri üzerine geniş kapsamlı sosyal ve kültürel araştırmalarda kullanılan bir araştırma yöntemi olarak tanımlanmaktadır (Çelik – Erkişi, 2014: 99).  Metodolojik ve kavramsal özelliklerden meydana gelen söylem analizi, sosyal hayata dair bir perspektif olup, söylem üzerine düşünmeye sevk eder. Daha çok nitel araştırmalarda öne çıkan bir araştırma yöntemidir. Bir bakıma “anlam”ın çeşitliliğini ve değişkenliğini araştıran sosyal göstergebilim olarak da görülmektedir. En basit anlatımla “dilin incelenmesi”dir. Ancak dilsel öğelerin basit bir incelenmesi değil, ifadelerin sözdizimsel, anlam sınırlarının ötesine gitmeyi, yan anlam ve içeriği incelemeyi gerektirmektedir (Çelik - Erkişi, 2014: 104-105).
Söylem analizinin temelinde eleştiri vardır. Bu eleştiri genelde bireylerin veya sosyal grupların egemen olmak ve ideolojik fikirlerini yaymak için dili nasıl kullandıkları konusuna odaklanır. Van Dijk, eleştirel söylem analizini, “güç, hâkimiyet, hegomanya, sınıf farkı, cinsiyet, ırk, ideoloji, ayrımcılık, çıkar, kazanç, yeniden oluşturma, dönüştürme, gelenek, sosyal yapı ya da sosyal düzen gibi temaları ön plana çıkaran ve araştırma alanı olarak bu konuları işleyen söylem analizi yöntemi” olarak tanımlamaktadır. Bu eleştirel yaklaşım güç ilişkileri, değerler, ideolojiler, kimlik tanımlamaları gibi kavramların dil anlatımlarıyla fertleri ve toplumsal düzeni nasıl etkilediğiyle ilgilenmektedir (Akt. Çelik - Erkişi, 2014: 113). Haberlerde ise; önyargı, güç, hâkimiyet, hegemonya gibi olguların gizlenen, meşrulaştırılan ve yeniden üretilen söylemsel süreçlerine yoğunlaşmaktadır. Haberin söylem açısından çözümlenmesi sırasında makro ve mikro yapıların ayrımına dikkat etmek gerekir. Başlıklar, fotoğraflar, haber spotları, tematik ve şematik yapı haberin makro yapısıdır. Kelime ve cümle seçimleri, etkileyicilik ve ikna edicilik de haberin mikro yapısını oluşturmaktadır.  Bilgi ve yorum içeren haber başlığı özenle seçilir. Çünkü haberde en az sözcükle en fazla bilgiyi vermek esastır. Gazeteci tercih ettiği başlıkla önemsiz bir konuyu daha önemli, önemli bir konuyu da daha önemsiz hale getirebiliyorlar. Sözcük tercihleri ve vurgular söylemde ideolojiyi güçlü bir şekilde açığa çıkarır. Aynı olayda haberin aktörü “terörist” olarak ya da “özgürlük savaşçısı” olarak tanımlanabilir. Haberde kullanılan dilin gramatik analizi, gazeteci ve medya kurumunun bakış açısını açığa çıkarır (Dağtaş - Bilgiler, 2014: 58).

Tarihsel Olarak Nevruz

Nevruz’un kökeni hakkında birbirinden farklı ifadeler kullanılsa da başlangıcı Zerdüştçü İran’a kadar dayanmaktadır. Nevruz’un tarımsal bağlamı ile uyumlu olarak tematik merkezinde maddi bolluk ve bereket yer almaktadır (Demirer, 2012: 39-40).  Eski Ön Asya kavimlerinin, yılbaşı ve bahar bayramı olarak kutladığı Nevruz’un adına yazılı olarak ilk kez 2. yüzyılda Pers kaynaklarında rastlanmaktadır (Çetin, 2009: 65). Ancak M.Ö. 648 ve 330 yılları arasında Pers İmparatorluğu’nun egemenliği altında yaşayan etnik grupların Pers Şahına Nevruz gününde hediyeler getirdiğine dair bilgilere mevcuttur (nevruz.nedir.com).
Gece ve gündüzün eşit olduğu 21 Mart, tarım ve hayvancılık ile uğraşan topluluklar için yaşamsal öneme sahiptir. İklimdeki değişiklik de insanın hayat tarzı ve uğraşlarında değişikliklere neden olmaktadır. Bu yüzden 21 Mart, birçok millet ve kültür tarafından yılbaşı olarak kabul edilip, bayram havasında kutlanmaktadır (Çetin, 2009: 64). Farklı kültürler tarafından kutlanan Nevruz törenlerinin hepsinde ateşle ilgili pratikler bulunmaktadır. Yaygın inanışa göre büyük ateşler yakarak üzerinden atlama ve bu sırada Ağırlığım, uğurluğum sende kalsın. Kırmızılığın bana, sarılığım sana gibi dileklerde bulunularak hastalıklardan temizlenir ve yıl boyunca hastalıklara yakalanılmaz (onedio.com).
İslam öncesine dayanan Nevruz geleneği, bu dinin kabulünden sonra İslami öğeler de içermeye başlamıştır. İslam inanışına göre Allah dünyayı gece ve gündüzün eşit olduğu Nevruz günü yaratmıştır. İnsanlığın atası olan Hz. Adem’in yaratıldığı çamur bu günde karılmıştır. Haram meyveyi yiyen Adem ve Havva Allah’ın affetmesinden sonra Nevruz günü Arafat’ta buluşmuştur (Mustafayev, 2013: 62). Hz. İbrahim putları Nevruz günü kırmış, gemisi Ağrı Dağı’na konan Hz. Nuh aynı gün karaya basmıştır. Kardeşleri tarafından kuyuya atılan Hz. Yusuf, Nevruz günü kuyudan çıkarılmıştır. Hz. Musa asasıyla Kızıldeniz’i yararak halkını kurtardığı gün Nevruz idi. Hz. Yunus Nevruz günü balığın karnından kurtulmuştur. Bunun yanında Şii mezhebinin Alevi ve Bektaşi toplulukları gibi kimi dini topluluklar Nevruz’a dini önem atfetmişler. Yine Mevlevilerin ritüellerinde Nevruz ile ilgili pratiklere rastlanmaktadır  (Demirer, 2012: 168-190-191).
Tarihsel konular çoğu zaman ideolojikleştirmeye çok müsaitti. Kürtler ve Türkler bağlamında Nevruz’a ideolojik yaklaşımları ikiye ayırırsak; birinci kısım Nevruzu Kürtlerin bağımsızlık günü ikinciler de Türklerin Ergenekon’dan çıkış günü olarak ilan etmektedir (Aksoy, 1996: 4). Farklı isimlendirmelere ve tarihsel okumalara rağmen, birbirine yakın kültürel mirastan beslenen Nevruz, Türkiye’de Kürtler ve Türkler tarafından birbirine paralel olarak kutlanmaktadır (Demirer, 2012: 15).  Kürtlerde, Nevruz bayramının mitolojideki Demirci Kawa Efsanesi'ne dayandığına inanılır. Türk halklarında da Göktürklerin Ergenekon'dan çıkışı efsanesine dayandırılarak baharın gelişi olarak kutlanır (tr.wikipedia.org). İranlılarda da Nevruz’un ortaya çıkışı mitolojik efsaneye dayanmaktadır. Bunlardan birisi efsanevi İran hükümdarlarından Cemşid’in Azerbaycan’a geldiği gündür. Diğer bir mitolojik anlatı da ateşin İranlı hükümdar Cemşid tarafından bulunmasıyla ilgilidir. Buna göre; “ateşi ilk defa gören İranlılar korku ile ateşe secde etmişler ve onu mukaddes addetmişlerdir.”  İranlılar da ateşin bulunduğu günü Nevruz olarak kabul etmiş ve kutlamalar yapmışlardır (Çetin, 2009: 65.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 2010 yılında 3 bin yıldan beri kutlanan bu şenliği, Dünya Nevruz Bayramı ilan etmiştir. Abu Dabi'de 28 Eylül - 2 Ekim 2009 tarihlerinde hükümetler arası toplanan Birleşmiş Milletler Manevi Kültür Mirası Koruma Kurulu, Nevruz’u Dünya Manevi Kültür Mirası Listesi'ne almış ve 21 Mart'ı Dünya Nevruz Bayramı olarak kabul etmiştir (nevruz.nedir.com).
Özetle ifade edilirse, başlangıçta yeni yılı karşılamak amacıyla Dünya’nın muhtelif bölgelerinde, çeşitli toplumlar tarafından kutlanan bahar bayramlarına zamanla milletlerin kendi düşünceleri ve inançları katılarak milli bir kimlik kazandırılmıştır. Bundan dolayı Nevruz’un hangi millete ait olduğu sorusunun cevabını aramaktansa, Nevruz’a milletlerin diğerlerinden farklı olarak kendi kültürlerinden neler kattığına bakılmalıdır (Çetin, 2009: 65).

Türklerde Nevruz

Nevruz, tarihin bilinen devirlerinden bu yana Türklerin kutladıkları milli bayramlarından birisidir. Çetin’e göre, Nevruz, “Türkler arasında İslamiyet öncesinden beri kutlana gelen bir bayramdır.” Bu bahar bayramının kutlanması M.Ö. III. yüzyıla kadar dayanır (2009: 64-65). Onarlı da Nevruz’un eski Türk devletlerinde kutlanan halkın bir eğlenme, neşelenme günü olduğunu söyler (2003: 3). Türk kültüründe Nevruz ile ilgili en önemli rivayet bu günün Ergenekon günü oluşudur (onedio.com). İnanışa göre, Türklerin demiri eriterek Ergenekon Dağı’ndan çıktıkları gün Nevruz günüydü. Ebulgazi Bahadır Han’ın “Şecere-i Türk” isimli eserinde Ergenekon Destanı şöyle yer almıştır.
“Bir gün bütün kavimler Kök-Türkler’e karşı birleşerek onları hile ile yendiler. Kök-Türkler’in çadırlarını, mallarını, yurtlarını yağmaladılar. Büyüklerin hepsini kılıçtan geçirdiler. Küçükleri kendilerine köle yaptılar. Bu yağmadan kurtulan Kıyan/Kayan ve Negüş/Tukuz bir gece kadınlarıyla birlikte atlanıp kaçtılar. Yurda geldiler. (…) Dağların içinde insan yolu düşmez bir yer izleyip oturalım deyip dağa doğru sürülerini sürüp gittiler. Vardıkları yerde akarsular, çeşmeler, türlü otlar, meyveli ağaçlar, türlü türlü avlar vardı. O yeri görünce Tanrı’ya şükürler kıldılar ve buraya Ergenekon adını koydular. Dört yüz yıl sonra Ergenekon’da kendileri ve sürüleri o kadar çoğaldılar ki sığmadılar. Bu sebepten buradan çıkış yolları aramaya koyuldular. O zaman bir demircinin önerisiyle dağın geniş yerine bir kat odun, bir kat kömür dizdiler ve ateşlediler. Tanrı’nın gücüyle ateş kızdıktan sonra demir dağ eriyip akıverdi. Yüklü deve çıkacak kadar yol oldu. O günü, o ayı, o saati belleyip dışarı çıktılar. O günden beri yeni yılın başladığı gece Kök-Türkler’de adettir. O günü bayram sayarlar. Bir parça demiri ateşe salıp kızdırırlar. Önce Kağan bunu kıskaçla tutup örse koyar, çekiçle döver. Ondan sonra beyler de öyle yapar. Bugünü mukaddes bilirler, böylece Tanrı’ya şükretmiş olurlardı (Çetin, 2009: 66).
Nevruz Orta Asya’daki Türk Cumhuriyetleri’nde de ortak kültür öğesidir (Rayman, 2002: 11). Türk Devlet ve topluluklarının ortak bir şekilde kutladıkları tek millî bayramdır (Onarlı, 2003: 2). Orta Asya topluluklarınca da bayram havasında geçen Nevruz, haftalar öncesinde yapılan hazırlıklarla başlar. Özbekistan’da Nevruz özel mesire yerleri ve vadilerde kutlanır, oyunlar oynanır, pehlivanlar güreşe tutuşur (Onarlı, 2003 :9). Azerbaycan’da Nevruz ayında her çarşamba akşam şenlikler düzenler. Nevruz şekerleri hazırlanır, gelen misafirlere gül suyu dökülür. Kazakistanda bu günü Ulusun Ulu Günü ifadesiyle milli bayram ilan etmişlerdir. Kırgızistan’da Nevruz Bayramı’nda insanlar temizlenir, en güzel bayramlık elbiselerini giyer ve bayramlaşırlar. Türkmenistan’da Nevruz; Oğuz Bayramı olarak geçmektedir (Mustafayev, 2013: 67-68).
Selçuklularda Nevruz’un eğlencelerle kutlandığı, şenlikler yapıldığı, özel yemekler pişirildiği, özel hediyeler alınıp verildiği bilinmektedir (Mustafayev, 2013: 64). Çok canlı biçimde Nevruz’un kutlandığı Osmanlı devrinde bazı kaynaklar, padişahların Nevruz tebriklerini kabul ettiklerini, halkın arasına katılarak Nevruz coşkusuna ortak oldukları kaydilmektedir (nevruz.nedir.com). Cumhuriyet’in ilk yıllarında da Nevruz, resmî bayram olarak büyük törenlerle kutlanmıştır. Atatürk’ün, hazır bulunduğu 22 Mart 1922 Ankara'nın Keçiören semtindeki Nevruz şenlikleri düzenletmiştir. Milâdî takvimin kabul edildiği 1926 yılından itibaren Nevruz yılbaşı olmaktan çıkmıştır (Onarlı, 2003: 20). Araştırmacıların ilgisi hariç tutulursa 50-60 yıl boyunca Nevruz, Türkiye’de pek gündeme gelmemiştir (onedio.com). Ancak son yıllarda devlet töreni düzeyinde bazı kutlamalar yapmaktadır. 

Kürtlerde Nevruz Bayramı

Nevruz Kürtlerde de bayram günüdür. Kawa adındaki demircinin zalim hükümdar Dahhak’ı yendiği ve Kürtleri özgürleştirdiği günün Nevruz olduğuna inanılması nedeniyle bu gün en büyük ve en önemli milli bayram olarak kabul edilir (Rayman, 2002: 11). Birçok Kürt şair ve yazarın da eserlerinde yer alan Nevruz, 21 Mart'ta kutlanan yılın ilk günüdür. Bu bayram Kürtler tarafından açık alanlarda bir araya gelinerek kutlanır. Kadınlar rengârenk elbiseler giyerler (tr.wikipedia.org). Büyük bir ateş yakılarak etrafından oyunlar oynanır ya da üstünden atlayarak büyük bir coşkuyla bu bayramı kutlarlar (nevruz.nedir.com). Türklerde olduğu gibi Kürtler de de Nevruz kutlamaları bin yıllar öncesine dayanır.
Bu milli bayramın çıkışı Demirci Kawa ve zalim hükümdar Dahhak arasındaki mücadeleye dayandırılır (Onarlı, 2003: 16). Efsaneye göre;
M. Ö. 612 yılında Dahhak adında Asurlu çok ama çok zalim bir kralın altında yaşayan Kawa adında bir demirci vardı. Bu kral tam bir canavar. Her iki omuzunda da birer yılan bulunuyordu. Her yıl bu iki yılanı beslemek için Kürtlerden iki genci sarayına kurban olarak getirtip aşçılarına bu iki çocuğu öldürtüp beyinlerini yılanlarına yemek olarak verdiriyordu. Aynı zamanda bu canavar kral ilkbaharın gelmesini de engelliyordu. En sonunda bu zulümden bıkan ve bir şeyler yapmak isteyen Armayel ve Garmayel adlı iki kişi kralın sarayına mutfağa aşçı olarak girmeyi başarırlar ve Kralın yılanlarını beslemek için beyinleri alınarak öldürülen çocuklardan sadece birini öldürüp diğerinin gizlice saraydan kaçmasına yardımcı olurlar. Böylece ellerindeki bir insan beyni ile kestikleri bir koyunun beynini karıştırarak yılanlara vererek her yıl bir çocuğun kurtulmasını sağlamış olurlar. İşte bu kaçan kişilerin Kürtlerin ataları olduğuna inanılır ve bu kaçan çocuklar Kawa adlı demirci tarafından gizlice eğitilerek bir ordu haline getirilirler. Böylece Kawa'nın liderliğindeki bu ordu bir 20 Mart günü zalim kralın sarayına yürüyüşe geçer ve Kawa kralı çekiç darbeleri ile öldürmeyi başarır. Zulmünün sona erdiğine işaret olarak Demirci Kawa etraftaki tüm tepelerde ateşler yakar ve yanındakilerle birlikte bu zaferi kutlarlar. Böylece Kürt halkı zalim kraldan kurtulmuş olur ve ertesi gün ilkbahar gelmiş olur” (tr.wikipedia.org).
 Efsanede vurgulanan ateş Kürtlerin kaderini belirlemiş ve özgürlüğün meşalesi Nevruz’un sembolü olmuştur. Nevruz, Kürt halkının diriliş günü ve kimlik simgesi haline gelmiştir. Böylece M.Ö. 612 yılından sonra her 21 Mart günü, ateş yakılarak özgürlük coşku ile kutlanmaya başlanmıştır (ozgur-gundem.com).

Kürt Medyasının Kısa Tarihi ve Kürt Ulusalcı Medya

Kürtlerin ilk basın faaliyeti 22 Nisan 1898 yılında Kahire’de yayın hayatına başlayan “Kürdistan” gazetesiyle olmuştur (Dekak, 2010: 13). Bu nedenle her yıl 22 Nisan günü, “Kürd Basın Günü” olarak kutlanmaktadır (Mansız, 2012). Yayın hayatı sadece 4 yıl süren Kürdistan Gazetesi’nin toplam 31 sayısı yayınlanmıştır. Son sayısı 14 Nisan 1902 tarihinde yayınlan gazete 4 yıl içerisinde 3 ülke ve 5 şehir değiştirmiştir (Issı, 2013: 132).
Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bölgelere ilk matbaa 1856 yılında kurulmuştur. Buna karşın medya çalışmaları ancak 1900’lerden sonra yaygınlaşmıştır. Bedirhan (Bedirxan) ailesi tarafından yayınlanan Kürdistan Gazetesi’nden sonra 19 Eylül 1908 tarihinde kurulan Kürt Teâvun ve Terakki Cemiyeti’nin yayın organı olan “Kürt Teâvun ve Terakki” Gazetesi 9 Kasım 1908’de İstanbul’da yayın hayatına başladı (Sediyani, 2013). 1908 yılında “Şark ve Kürdistan”, aynı yıl İstanbul’da Kahire’deki Kürdistan Gazetesi ile bağlantısı olmayan, aynı ismi taşıyan ve 15 günde bir yayınlan başka bir gazete daha yayın hayatına başladı. Kahire’de olduğu gibi İstanbul’daki Kürdistan Gazetesi de yine Bedirhan ailesi tarafından çıkartılmıştır (Dekak, 2010: 14). 1909 yılında İstanbul’da yayınlanan “Amidi Sevda” gazetesinin ardından Kürt Talebe Cemiyeti (Hêvî) üyelerinin çabalarıyla ilk dergi olan “Rojî Kurd” (Kürt Güneşi) dergisi 6 Haziran 1913 tarihinde İstanbul’da yayın hayatına başlamıştır (Mansız, 2012).
Hêvî üyeleri tarafından “Yêkbûn” (Birlik) gazetesi Eylül 1913 tarihinde İstanbul’da yayınlandı. 1914 yılında Bağdat’ta “Banga Heqq” (Hakk’ın Çağrısı) (Sediyani, 2013) ve 1918 yılında de “Jîn” (Hayat, Yaşam) dergileri yayın hayatına başlamıştır. Haftalık olarak çıkan Jîn dergisi, Kürtçe’nin Kurmanci, Sorani lehçeleri ve Osmanlı Türkçesi olmak üzere üç dilde yayınlanıyordu. 1919 yılında Diyarbakır’da “Gazî” (Haykırış) gazetesi, 2 Ağustos 1922 tarihinde Irak Kürdistan’ın da “Banga Kurdistan” (Kürdistan Çağrısı) yayınlandı (Mansız, 2012). “Jiyan” Dergisi, 1926 –1936 yılları arasında Irak’ın Süleymaniye kentinde yayımlanır. 15 Mayıs 1932 yılında Şam’da yayına başlayan “Hawar” Dergisi, Nisan 1942’de “Ronahî” Dergisi (Aykol, 2012) ve 1942 yılında Beyrut’ta çıkarılan “Stêr” (Yıldız) Dergisi  Kürt basının ilk örnekleridir (Sediyani, 2013). 1960’tan sonra hızlanan Kürtlerin basın-yayın faaliyetleri bu tarihlerden sonra onlarca gazete ve dergiyi yayın hayatına sokmuştur. Bunların önemli bir kısmı da Kürt ulusalcı çevrelere aittir.
Ulusalcı Kürtler, Özgürlük Yolu (1975), Xebat (1976), Rızgari (1976), Roja Welat (1977), Kawa (1978), Ala Rızgari (1979), Serxwebûn, Yedinci Gün, Haftaya Bakış gibi dergilerle basın dünyasına adım atmıştır (yuksekova.com). Ulusalcı çizgideki “Özgür Gündem” ve “Azadiya Welat” gazetelerinin yayın geleneği 1988 yılında Toplumsal Diriliş Gazetesi ile start aldı. Bunu Halk Gerçeği ve Yeni Ülke Gazetesi takip etmiştir. Özgür Gündem Gazetesi ise, 30 Mayıs 1992 yılında çıkarıldı. Kapatıldığı için 2006 yılına kadar Özgür Ülke, Yeni Politika, Demokrasi, Ülkede Gündem, Özgür Bakış, Yeni Gündem ve Yeniden Özgür Gündem adlarıyla yayınını sürdürmüştür. Gazete, 2006 yılında bu yana ise Özgür Gündem adıyla yayınlarını sürdürmektedir (Aykol, 2012: 21).
Türkiye’de Kürtçe yayın yapan ilk gazete ise, 22 Şubat 1992 yılında Welat adıyla yayına girdi. Bu gazetenin kapatılması ile Welatê Me, daha sonra da Azadiya Welat adıyla yayınlarınü sürdürdü. Gazete, 15 Ağustos 2006 yılında günlük yayına başladı (Dekak, 2010: 14-15). Ulusalcı çizgideki televizyon yayınları ise, 1990’ların başında Avrupa üzerinden yayın yaptılar. Bu geleneğin birbirinin ardılı olan televizyonları sırasıyla Med Tv, Medya Tv, Roj Tv, Ronahi Tv, Nûçe Tv Stêrk Tv ve Diyarbakır’da bölgesel yayın yapan Özgür Gün Tv’dir. Ulusalcı Kürt hareketi, 2 Nisan 2002 yılında Diyarbakır merkezli Dicle Haber Ajansı’nı (DİHA) kurdu. Daha sonra da Fırat Haber Ajansı (ANF) da yayıncılık hayatına girdi (Türfent, 2015).

Etnik Milliyetçiliğin İnşasında Şölen ve Panayırların Önemi

Etnik milliyetçilik, ulusal kimliği oluşturan, kültür, tarih ve ülkü birliğinin yerine boy, aşiret, kabile, mezhep ve etnisite gibi dar kapsamlı milliyetçiliktir. Etnisite, dar anlamda atalara ait aynı ortak mirastan gelen toplulukları ifade etmektedir (Kongar, kongar.org). Daha genel bakıldığında etnisite, antropologların uzun yıllar kullanmayı tercih ettiği ve çok kanlı çatışmalara kaynaklık etmiş olan “ırk” kavramı yerine kullanıma sokulmuştur. Kana, soya ve fiziksel özelliklere dayalı bir sınıflandırma yerine kültürü esas alan etnisite 1960’lı yıllardan sonra akademik ve günlük dilde yaygınlaşmıştır (Eriksen, 2002).
Etnik milliyetçiliğin ya da etnik kimliğin inşasında bayram, şölen ve festival gibi kültürel faaliyetlerin rolü yadsınamaz. Onarlı, halkın “gülüp eğlendiği, sevinç içinde geçirdiği özel günler” olan bayramların/şölenlerin dinî olduğu kadar, millî karakterler de taşıdığını vurgulamaktadır. Millî bayramlar, ulusları benlikleri ve kültürleri bakımından kaynaştırır. İnsanlar bu özel günlerde barış ve kardeşlik duygularını pekiştirirler (2003: 2). Nevruz da bin yıllarca milletleri ulusal benlik ve kültür bakımından kaynaştıran, etnik kimliğin inşasında siyasal bir simge olarak kullanılmıştır. Connerton, bir toplumun geçmişteki kültürel mirasını muhafa etmesi ve yeni bir kolektif kimlik kurmasında şölenlerin çok önemli olduğunu belirtir. Ona göre, sosyolojinin kurucularından Durkheim’in de sıklıkla vurguladığı şekilde, birlikte icra edilen, duyguların en düzeye çıktığı, fertler arasındaki statülerin aaldığı geniş katılımlı şenliklerin toplumsal birlik ve bütünlüğü sağlamada oldukça önemli bir işleve sahiptir (1999: 15, 32).
Kültürel ürünler ve ulusçuluk arasındaki ilişkiyi açıklayan Anthony D. Smith’in ‘etno-sembolizm’ kuramına göre, etnik kimlik oluşturma sürecinde kültür ve semboller etkilidir. Şölenler ve kolektif kültürel kutlamalar, toplumsal hayat içerisinde egemenlik mücadelesinin yaşandığı sahalardır. Buna göre Nevruz da etnik düşüncenin yeniden oluşturulması ve desteklenmesi için etkili bir araç olmuştur. Çok derin bir geçmişe sahip Nevruz geleneği, modern dönemlerde kimlik inşası için kullanılmıştır (Demirer, 2012: 39-53). Tutar’ın Nevruz, Türk toplumlarında milli benliğin ve milli kimliğin oluşturulmasında büyük bir öneme sahiptir” ifadesi kültürel şölenlerin ulusal kimliklerin oluşumundaki etkisine dikkat çekmektedir (2002: 611). Abdulhaluk Çay’ın “Nevruz, II. Meşrutiyet’ten sonra Türk milliyetçiliğinin yükselişinde etkili olmuştur” cümlesi de bu tezi doğrulamaktadır (Akt. Demirer, 2012: 170).

Modern Dönem Kürt Kimliğinin Oluşmasında Nevruz’un Etkisi

Ortadoğu ve Asya’da birçok millette olduğu gibi Kürtlerin tarihsel ve kültürel varlığının bir parçası olan Nevruz, dilin kullanımının ve gelişmesinin önündeki engellerden dolayı Kürt kimliğinin inşasında önemli bir rol oynamıştır. Bu kültürel şölen, Kürtler arasında kolektif kimliğin oluşturmasında çok güçlü bir etkiye sahiptir (Demirer, 2012: 176; Yanmış, 2015: 260). Erdoğmuş da Nevruz’un “milli bir kimlik yüklenmesi, milliyetçiliğin coğrafyamızda gelişmesiyle birlikte başladığını” belirtmektedir (2012).
Kürt siyaseti özellikle 1970’lerden itibaren Kürt kimliğini Nevruz üzerinden ifade etmeye başlamıştır. 1970’li yılların ortalarında Kürt tarihsel bilincini ve kimliğini geliştirme duygusu Nevruz ile kendini gösterdi. Nevruz, önceleri kültürlerin bir parçası olarak sınırlı bir şekilde kutlanırken, 1980’lerden sonra yükselen etnik ve siyasal bilincin yeniden üretim ve baskın Türk kimliğinden ayrışma işlevi gördü. Gençlik, devlet politikalarına bir cevap olarak Nevruz’u bir etnik gösterge olarak kullandı. Bin yıllar ötesinden gelen bu gelenek, kültürel uyanışın içinde geliştiği kanallardan biri oldu. Bu sayede Nevruz, Kürt kimliğini egemen Türk kimliğinden ayıran bir simge haline getirildi (Demirer, 2012: 16-26-27). Yetkin de (radikal.com.tr, 2012) “dünyadaki birçok halk tarafından binlerce yıldır kutlanan Nevruz’un 20 yılı aşkın bir südrer Kürt milli kimliğinin unsurlarından biri haline geldiğine” dikkat çekmektedir. Zorlu (2015) da, Türkiye’de son zamanlarda Nevruz’un belirli bir kitlenin söylemlerini sembolleştirdiğini, etnik temelli ayrışmanın propaganda aracı olarak kullandığını, bunun özellikle genç nüfus üzerinde etkili olduğunu gözlemlediğini ifade etmektedir (yenicaggazetesi.com).
Pek çok devlet veya millet Nevruz’a kendi milli karakterini yüklerken, Kürtler yarım asırdan beridir bu bayrama siyasal anlam yüklemiştir. Nevruz’a siyasal anlam yükleyen çizginin kutlamalarda “Med toprağının çocukları, Yaşlı Zerdüşt'ün torunları” vb. ifadeleri kullanması bazı kesimlerin İslâm öncesi dönemde Kürtlerin Zerdüşt olmalarından yola çıkarak bu bayramı Zerdüşt dinine bağlamaya çalışmaktadırlar (Erdoğmuş, 2012). Türkiye’de Kürt sorunun yoğun olarak dile getirilmesiyle kutlanmaya başlanan Nevruz, kolektif şuuru güçlendirerek Kürt siyasal söylemin vitrini olmuştur. (Demirer, 2012: 160).

Abdullah Öcalan ve Önderlik

Ulusalcı Kürt basının ‘Nevruz Algısı’ndan bahsederken, ulusalcı ya da “PKK-BDP-HDP” siyasi çizgisinin takipçisi Kürtlerin hayati derecede önem atfettiği ‘önderlik’ kavramını açıklamak gerekmektedir. Çünkü ‘önderlik’ diye anılan Öcalan, Kenya’da yakalanıp Türkiye’ye getirildiği 1998 yılından bu yana gerçekleştirilen bütün Nevruz kutlamalarının ana temalarından biri olmuştur. Bu siyasi kesim için Abdullah Öcalan sadece hareketin lideri değil, aynı zamanda ideoloğu, felsefecisi ve siyasetçisi kısacası kurumsallaşmış merkezi şeklinde algılanmaktadır.
“Önderlik” PKK içinde siyasal stratejinin belirlendiği kurumsal bir yapı olarak tanımlanıyor. Öcalan ile özdeş kişisel bir güç merkezi varsayılan önderlik, Kürt kitlesinin mobilizasyonunda ya  da Kürt Siyasal Hareketi’nin karar alma süreçlerinde belirleyici ve nihai aktör olarak kabul edilmektedir (Yılmaz, 2014). Komen Civaka Kurdistan-Kürdistan Topluluklar Meclisi (KCK) sözleşmesinde ‘önderliğin’ tanımlandığı 11. maddesine göre “Abdullah Öcalan (meclisin) kurucusu ve önderidir. Ekolojiye ve cinsiyet özgürlüğüne dayalı demokrasinin felsefi, teorik ve stratejik kuramcısıdır. Her alanda bütün halkı temsil eden önderlik kurumudur. PKK ile özdeş kılınan Öcalan, ‘Önderlik’ olarak nitelendirilen konumuyla herkes adına karar verebilen mutlak güçtür” (Sökmen, 2012: 51-284). Bir dönem örgütün iki numaralı ismi olan Şemdin Sakık’ın ifadeleri de “Önderlik temeline dayalı bir hareket olan PKK yapısında Öcalan, kurumsallaşmış bir kişiliktir. Gücü kendisinde merkezileştirmiştir” Öcalan’a biçilen rolü anlamak açısından önemlidir (Akt. Sökmen, 2013: 77). Hareketin entelektüellerinden Fuat Kav’ın “Öcalan’ı değerlendirirken çok derin ve yoğunlaşmış bir düşünce haliyle değerlendirmekle ancak doğru bir sonuca ulaşılabilinir. Herhangi bir önder, herhangi bir lider veya herhangi bir ulusal Kurtuluş önderliği gibi ele alınıp değerlendirme konusu edilirse doğru bir sonuca gitmek mümkün olmayacak. Daha özgün ve daha derin bir analiz gücüyle değerlendirmek çok daha doğru ve bilimsel olacaktır. Dar ve yüzeysel yaklaşım Başkan Abdullah Öcalan’ın gerçek konumunu ve üstlenmiş olduğu tarihi misyonunu yeterince anlatmış olmamış olacağız. Bu, tarihe ve insanlığa karşı bir doğuşu doğru ifade etmemiş oluruz. Hâlbuki bir doğuşu yanlış ifade etmek ve doğru bir ifade tarzıyla doğru bir zeminde dillendirmemek, elbette ki büyük bir günaha girmek demektir. Büyük günah hem tanrı, hem tarih ve hem de insanlık katında büyük suç işlemek anlamına gelir” ifadeleri bu kesimin bakış açısını özetlemektedir (2015).

Kürt Ulusalcı Medyanın Nevruz Algısı: Haberlerinin Eleştirel Söylem Analizi İle Okunması

Nevruz, Kürt halkı nazarında “kimliğini icat ve ifade olanağı” veya “kolektif kimlik inşası ve temsil etme kapasitesini” sağlayan bir bayram olarak kutlanıyor (Demirer, 2012: 16). Gellner, Türkiyeli Kürtler için Nevruz’un, “biz her zaman buradaydık ve … geçmiş çok önemlidir” şeklinde bir anlam taşıdığını belirtmektedir (Akt. Demirer, 2012: 52).
Nevruz ile ilgili haberleri incelediğimizde Özgür Gündem ve Azadiya Welat gazetelerinin kutlamalara bakışlarında yukarıdaki ifadeleri doğrular manada anlam yüklendiği görülmektedir. bekleneceği üzere her iki gazetenin de Nevruz ile ilgili haberlerinin ‘Nevruz Ayı’ dedikleri Mart’a girilmesiyle yoğunlaşmaktadır. Bu yoğunluk, 21 Mart’ta Diyarbakır’da yapılan büyük kutlamaya kadar her geçen gün artarak devam etmiştir. ‘Nevruz Haftası’nın başladığı tarihten itibaren Kürtlerin yoğunluklu yaşadığı önemli/büyük merkezlerde çok sayıda kutlama gerçekleştirilmiş ve bunlar gazetelerde değişik oranlarda kendilerine yer bulmuştur.
Öncelikle “PKK-BDP-HDP” siyasi çizgisinin özellikle 2000 yılından bu yana organize ettiği kutlamalarda her yıl “Nevruz kutlamasının ana teması” diyebileceğimiz bir slogan belirlenmektedir. 2000-2006 yılları arasındaki kutlamalarda daha çok “birlikte yaşam” olgusunu ön plana çıkaran sloganlar tercih edilmiştir. 2007-2012 yılları arasında da “özgürlük” teması sloganlara yansıtılmıştır. Ancak 2013’ten 2015’e kadar Nevruz kutlamalarının ana teması “Öcalan” ve “özgürlük” olarak belirlendiğini görmekteyiz. Örneği; 2012’de “Ya Özgürlük Ya Özgürlük”, 2013’te “Öcalan'a özgürlük, Kürtlere Statü”, 2014’te “Özgür Önderlik, Özgür Kürdistan” ve son olarak 2015’te de “Öcalan’a Özgürlük” ana teması üzerinden Nevruz kutlamaları gerçekleştirilmiştir.
2015 Nevruz’u için belirlenen “Öcalan’a özgürlük” ana temasının/sloganının örneklem olarak aldığımız iki gazetenin haberlerine çok net ve yoğun bir şekilde yansıdığını görmek mümkündür. Her iki gazetede 7 gün boyunca Nevruz ile ilgili toplam 287 haber kullanırken, bunların 175’inde “Öcalan’a özgürlük” teması işlenmiştir. Bu haberlerin detayları ‘analiz’ bölümünde geniş olarak ele alınacaktır. Yine iki gazetenin kullandığı 344 fotoğrafın yarısında Öcalan veya ona vurgu yapacak imgelerin kullanımına yer vermiştir.

İncelenen Nevruz Haberiyle İlgili Sayısal Veriler

Kürt Ulusalcı Medyanın Nevruz Algısı ile ilgili yapılan çalışmaya yönelik haberlere ilişkin sayısal veriler Tablo 1’de gösterilmiştir. Verilen sayısal veriler, incelenen gazetelerde yer alan haber sayıları, kaç haberin manşet, kaçının birinci sayfadan ve iç sayfalarda kaç haberin kullanıldığı ile kaç tam sayfanın haberlere ayrıldığı ayrıntılarıyla mevcuttur.
Tablo 1. İki gazetede yayınlanan Nevruz haberlerinin sayısal verileri
Kategoriler
Özgür Gündem
Azadiya Welat
Toplam
Haber Sayısı
135
152
287
1. Sayfa
15
30
45
Tam Sayfa
32
20
52
İç Sayfa
120
122
242
Manşet
7
6
13
ÖÖVYH Sayısı*
81
94
175
Fotoğraf Sayısı
220
124
344
Genel Toplam
610
548
1158
*Öcalan’ın Özgürlüğüne Vurgu Yapılan Haber Sayısı
Tablo 1’den hareketle Nevruzla ilgili haberlerde en fazla “Öcalan’a özgürlük” temasına vurgu yapıldığını görmekteyiz. Birbirine yakın olmak ile birlikte Kürtçe yayın yapan Azadiya Welat Gazetesi’nin Özgür Gündem’e göre Nevruz haberlerini ve Öcalan’a özgürlük temasını daha fazla kullandığını görebiliyoruz. Ayrıca 16-22 Mart tarihleri arasında iki gazetenin de her gün Nevruz ile ilgili haberleri manşetlerine ve birinci sayfalarına taşımıştır. Yine gazetelerin 7 gün boyunca kaç tam sayfa kullandıkları da belirlenmiştir. Her iki gazete de haberlerini büyük kısmında Öcalan, PKK bayrağı, kalabalıklar ile sarı, kırmızı ve yeşil renklerin olduğu toplam 344 kare fotoğraf yayınlamış. Özgür Gündem’deki fotoğraflar neredeyse haberlerin iki katıyken Azadiya Welat’ta ise, haber sayısına çok yakın fotoğraf karesi kullanmış. Haber ve fotoğraf sayısı her ne kadar Nevruz ve kutlamalar aracılığıyla verilmek istenen mesajı anlamamıza yardımcı olsa da tek başına yeterli değil. Çünkü haberlerin içerikleri de son derece önem arz etmektedir.

Özgür Gündem Gazetesi Haberlerinin Söylemi

Kürt ulusalcı basınına göre, Kürt kimliğinin tanınmasında Öcalan da büyük bir paya sahiptir. Hatta Öcalan, Nevruz gibi Kürt kimliğinin temel sembollerinden/simgelerinden biri olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle 2013 yılından bu yana gerçekleştirilen Nevruz kutlamalarında verilen ana mesajlar İmralı’da hükümlü bulunan PKK lideri “Öcalan’a Özgürlük” olmuştur.
Nevruz haftasının başladığı gün, Özgür Gündem Gazetesi iki manşet izlenimi verecek şekilde dikkat çekici iki başlıklarla çıkmıştır. Üstte “Öcalan’dan yepyeni mesajı” başlığıyla Öcalan’ın Nevruz’da Çözüm Sürecini hızlandıracak mesajlar vereceği iddiası haberleştirilmiştir. Hemen alt tarafta da büyük punto ve karakterlerle “10 Adımla Nevruz’a” başlığıyla da Şırnak/Cizre’de başlayan ve 21 Mart günü Diyarbakır’da noktalanacak olan  “Öcalan için özgürlük yürüyüşü” okuyucuya duyurulmuştur (Özgür Gündem, 16. 3.  2015). Gazete, iç sayfalarında da 9 farklı haberle bölgedeki Nevruz kutlamalarını ele alınmıştır.
Gazete, “Ateş sınır tanımıyor” manşetiyle başta Doğu ve Güneydoğu olmak üzere ülkenin dört bir yanında tarafında Nevruz ateşinin özgürlük için yakıldığını belirtmiştir (Özgür Gündem, 17. 3. 2015). Gazete içi sayfalarında da bölgedeki Nevruz kutlamalarını, “Öcalan’a özgürlük yürüyüşü” temasıyla 13 ayrı haberle sayfalarına taşımıştır. Şanlıurfa/Suruç ve Suriye/Kobani sınır hattındaki ortak Nevruz kutlaması “Zafer Startı” manşetiyle birinci sayfada kullanılmıştır (Özgür Gündem, 18. 3. 2015). Gerek manşet gerekse iç sayfalardaki 17 haberle yine Öcalan özgürlüğü için devam eden yürüyüş, farklı noktalardaki Nevruz kutlamaları ve 1990’lı yıllardaki Nevruzlarda kendini yakan kadınların öyküleri gazetede geniş bir şekilde yer bulmuştur.
Gazete, “Yeni Yaşam Kongresi” manşetiyle bu yılki Nevruz’un hem 7 Hazarin 2015 tarihinde yapılacak Genel Seçimler hem de Öcalan’ın özgürlüğü için çok önemli olduğunu ve Kürtler için hayati kararların alınacağı bir kongreye dönüştüğünü öne sürmüştür (Özgür Gündem, 19. 3. 2015). İç sayfalarda da farklı il ve ilçelerde yapılan kutlamalar ve verilen mesajlar “Öclan’a özgürlük” perspektifinde geniş bir şekilde kullanılmış. İkisi birinci sayfa olmak üzere 27 habere yer verilmiştir.
20 Mart’ta çıkan sayıda “Bizden Çaldıklarınızı Alacağız” manşeti atan Özgür Gündem, Şanlıurfa’da gerçekleştirilen Nevruz kutlamalarında HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın konuşmasını ön plana çıkarmışsa da spotta Öcalan vurgusu çok net bir şekilde yapılmıştır. Haberin spotundaki “Öcalan’ın memleketi Riha’da İbrahim’in yüz binlerce torunu Nemrut’a karşı ayağa kalktı” ifadesiyle Hz. İbrahim’in Nemrut’a karşı verdiği mücadeleye gönderme yaparak hem Nevruz’a hem de Öcalan’a bir kutsallık atfedilmiştir (Özgür Gündem, 2015). Gazete ilk sayfada 6 olmak üzere, Nevruz ile ilgili toplam 27 haber kullanmıştır.
Nevruz günü gazete “Milyonlar Tek Yürek” manşetini ortasında PKK bayrağının olduğu mahşeri kalabalığı andıran bir fotoğrafla desteklemiştir. Haberin spotundaki “Öcalan’ın özgürlüğüne adanan tarihin en görkemli Newroz’u”, “Öcalan’ın tarihi mesajı” ve “dünyanın da kitlendiği Öcalan’ın mesajı Ortadoğu’nun ve Türkiye’nin geleceğine yön verecek” ifadeleriyle kutlamaların merkezine Öcalan’ın yerleştirildiğini ispatlamaktadır. Orta sayfaları oluşturan10’uncu ve 11’inci sayfalarını tek sayfa olarak tasarlayan gazete, “Öcalan’ın Mesajı Barış ve Özgürlüğün Yol Haritası Olacak” manşetiyle bölgedeki kutlamalara detaylı şekilde yer vermiştir (Özgür Gündem, 2015). Nevruz günü 6 tam sayfayı Nevruz haberlerine ayıran Özgür Gündem, toplamda 29 haber kullanmıştır.
21 Mart günü Diyarbakır’daki Nevruz finalinin bütün detayları geniş bir şekilde kullanılmıştır. Gazete ilk ve son sayfaya merkezinde Öcalan portresi ve PKK bayrağı olan Diyarbakır’daki kutlamanın bir fotoğrafı kullanmıştır. “Öcalan’dan Mahşeri Topluluğun Huzurunda Dünya Haklarına ve Devletlere Tarihi Mesaj:” üst spotuyla “Demokrasi Zamanı” manşetini atan Özgür Gündem, toplam 16 sayfanın 15’inde Nevruz haberlerine yer vermiştir (Özgür Gündem, 2015). Gazete 8 sayfanın tamamını da Öcalan’ın mesajına ve mesajının yankılarına ayırmıştır. 22 Mart günü ise Nevruz ile ilgili toplam 38 haber kullanılmıştır. 

Azadiya Welat Gazetesi Haberlerinin Söylemi

Kürtçe yayın yapan Azadiya Welat Gazetesi, Nevruz Haftası startını Özgür Gündem Gazetesi’ne paralel olarak “Meşa rêviyên azadiyê didome” (Özgürlük yolcularının yürüyüşü sürüyor) manşetiyle vermiş ve Abdullah Öcalan için yapılan yürüyüşü ön plana çıkarmıştır. Gazete en dikkat çekicisi “Çavên ciwanan li peyama Ocalan e (Gençlerin gözü Öcalan’ın mesajında)” olmak üzere Nevruz ile ilgili 9 tane haber kullanılmıştır (Azadiya Welat, 2015).
Gazete  “Roja nû ye cejna gelan e” (Yeni gün halkların bayramıdır) manşeti ile ülke genelinde yapılan kutlamalarla ilgili bilgileri verilmiş, ancak haberin içeriğinin büyük kısmında “Öcalan’a özgürlük” içeriği işlenmiştir (Azadiya Welat, 17. 3. 2015). Bu sayısında Nevruz ile ilgili 11 habere 2 tam sayfa ayırmıştır.
Sarı, kırmızı, yeşil renkleri ile çerçevelediği manşetinde dillere pelesenk olan “Bihar xweş e bi navê te Newroz” (Bahar seninle güzel Nevruz) şarkısını “Newroz Xweş e bi navê te” (Nevroz seninle güzel)  başlığı ve karakalem resmiyle Öcalan’a uyarlamıştır (Azadiya Welat, 18. 3. 2015). Manşet haberinin içeriğinde Şanlıurfa/Suruç ve Suriye/Kobani sınırında yapılan ortak Nevruz kutlamasında Öcalan’a özgürlük istendiği belirtilmiştir.
19. 3. 2015 tarihli gazetede, “Newroza Herî Bi Heybet” (En heybetli Nevruz) başlığıyla halkın Öcalan’ın özgürlüğünü haykırmak için kutlamalara yoğun ilgi gösterdiğini yazılmıştır (Azadiya Welat). Gazete 4’ü tam olmak üzere 7 sayfada Nevruz ile ilgili 20 habere yer vermiştir.
Gazete 20. 3. 2015 tarihli sayısında 1. sayfanın tümünü Nevruz haber ve fotoğraflarıyla doldurmuştur. “Newroz Mizgîniyê Dide” (Nevruz müjdeliyor) manşetinin içeriğinde büyük coşkuyla yapılan kutlamalarda tek talep olarak Öcalan’ın özgürlüğünün istendiğini ve bu talebin gerçekleşmesinin yakın olduğunu vurgulamaktadır. Orta sayfada “Neviyen İbrahim azadiya Ocalan qîriyan” (İbrahim’in torunları Öcalan’ın özgürlüğünü haykırdı) başlığı altında Şanlıurfa’daki kutlamalara geniş yer vermiş. Haberin başlığında Hz. İbrahim peygamber’e atıf yaparak, Öcalan’a kutsallaştırılmıştır (Azadiya Welat, 2015). Gazete 4’ü tam olmak üzere 8 sayfada toplam 31 Nevruz haberini kullandığı görülmektedir.
Diyarbakır’daki final kutlamasının yapıldığı Nevruz gününde Azadiya Welat, “Newroza Te Pîroz Be Ey Serokê Me” (Nevruz’un Kutlu Olsun Ey Önderimiz) manşetiyle Öcalan’ın Nevruz Bayramı’nı kutlamıştır. Görsel ağırlıklı birinci sayfaya geçmiş yıllardaki Diyarbakır Nevruz kutlamalarından çekilen, PKK bayraklarının, flamalarının, Öcalan posterlerinin yoğunlukta olduğu insan kalabalığı fotoğrafı yerleştirilmiştir. Yine sayfanın sol üst köşesine Öcalan’ın karakalem portresine yer verilmiştir. Detaylarına iç sayfalarda yer verilmiş haberle ilgili birinci sayfada “Êdî Bes E Jı Rêber Apo Re Azadî” (Yeter Artık Önder Apo’ya Özgürlük) haberi de dikkat çekmektedir. Tek sayfa olarak tasarlanan 8’inci ve 9’inci sayfalarda da “Ev Sedsal Sedsala Azadiya Ocalan e” (Bu yüzyıl Öcalan’a Özgürlük Yüzyılıdır) başlığı altında PKK-HDP siyasi çizgisindeki bütün legal ve illegal örgüt ve dernek yöneticilerinin Öcalan’a özgürlük isteyen görüşlerine yer verilmiştir. Gazete Nevruz günü 5’i tam olmak üzere 7 sayfada Nevruz ile ilgili 21 habere yer vermiştir.
Gazetenin, Nevruz finali sonrasındaki 22 Mart’ta Diyarbakır’daki kutlama için ilk ve son sayfaları tek sayfa şeklinde tasarlanmıştır. “Banga Ocalan Hêvî da Dilan” (Öcalan’ın Mesajı Gönüllere Umut Aşıladı) manşeti atılmıştır. Haberlerin içeriğinde de Öcalan’ın İmralı Cezaevi’nden gönderdiği mesaja ve yine Öcalan için dile getirilen özgürlük taleplerine detaylı bir şekilde yer verilmiştir. Gazete 4’ü tam olmak üzere 7 sayfada Nevruz haberlerine yer vermiştir.

Tercih Edilen Kelimeler ve Aşırı Sözcük Vurguları

Eleştirel söylem analizinde haberlerin sözcük dizimindeki tercih ve kullanılan görseller ideolojik anlamı ortaya çıkarır. Dilin şeffaf bir iletişim aracı olmadığını savunan eleştirel söyleme göre, mesajı veren kelime tercihleriyle söylemin içerisine ideoloji gömülerek, alıcı etkilenmeye çalışılmaktadır (Dağtaş - Bilgiler, 2014: 64).
Özgür Gündem ve Azadiya Welat gazetelerinin haberlerini incelediğinde inanç ve ideolojilerini haber metinlerinin içerisine gizlediklerine şahit oluyoruz. Nevruz ile ilgili neredeyse bütün haberlerde “Öcalan’a özgürlük” vurgusu yapılmıştır. Ayrıca, “Kürt Halk Önderi”, “özgürlük”, “PKK”, “gençler”, “kadın” ve “bahar-umut” sözcüklerinin çok sık kullanıldığını görüyoruz. Nevruz haberlerinin detayında haberlerin aktörünün ağzından Öcalan’ın özgürlüğüne atıf yapan cümlelere genişçe yer verilmiştir. Birkaç örnek verecek olursak; “Özgürlük yolcularının yürüyüşü sürüyor”, “Gençlerin gözü Öcalan’ın mesajında”, “Öcalan’ın memleketi Riha’da İbrahim’in yüz binlerce torunu Nemrut’a karşı ayağa kalktı”, “İbrahim’in torunları Öcalan’ın özgürlüğünü haykırdı”, “Nevroz seninle güzel”, “Öcalan’ın özgürlüğüne adanan tarihin en görkemli Newroz’u”, “Nevruz’un Kutlu Olsun Ey Önderimiz”, “Yeter Artık Önder Apo’ya Özgürlük”, “Bu yüzyıl Öcalan’a Özgürlük Yüzyılıdır”, “Öcalan’ın tarihi mesajı”, “Dünyanın da kitlendiği Öcalan’ın mesajı Ortadoğu’nun ve Türkiye’nin geleceğine yön verecek”, “Öcalan’ın Mesajı Barış ve Özgürlüğün Yol Haritası Olacak”, “Öcalan’dan Mahşeri Topluluğun Huzurunda Dünya Haklarına ve Devletlere Tarihi Mesaj” ve “Öcalan’ın Mesajı Gönüllere Umut Aşıladı” şeklinde sıralayabiliriz.
Yukarıdaki başlıklar değerlendirildiğinde Nevruz’un genel Kürt toplumu için ifade ettiği manaların hemen hiçbir şekilde işlenmediği görülür. Bu kutlamanın baharla ilişkisine de aynı şekilde ancak Kürtlerin ve Öcal’ın özgürleşmesi bağlamında değinilmektedir. Hem manşetler hem de diğer haberler ağırlıklı şekilde Öcalan ve önderlik konusunu öne çıkarmaktadır. Yine çalışma bağlamında dikkat çekici hususlardan birisi de Kürt toplumun bölünmüşlüğüdür. Bu da gazelerin öne çıkardığı bir diğer konudur. Özellikle Kobani ve Suruç’ta yapılan etkinlikle ilgili haberlerde Nevruz’un Kürtlerin birlik ve bütünlüğünü sağladığına işaret edilmiştir.

Geçmişin Mitleştirilmesi ve Nevruz’u İçselleştirmek

Türkiye Kürtleri için etnik kimlik oluşturma sürecinin ana aracı haline getirilen Nevruz, asimilasyon ve etnik kimlik kaybının yoğun olarak yaşandığı bir iklimde Kürt etnik söyleminin ‘bilişsel ayarı’nı başarıyla gerçekleştirdiği söylenmektedir (Demirer, 2012: 76-77). Christine Allison “Nevruz’un 1990’larda Türkiyeli Kürtler arasında kimlik ifadesinin merkezinde” yer aldığını söyler (Akt. Demirer, 2012: 67).
Örneklemimiz olan iki gazete de kitlenin ilgisini Nevruz’a çekmek ve duygusal bağlanmayı artırmak için geçmiş yıllardaki Nevruz kutlamalarında yaşanan trajik olayların hikâyelerini özel haber çalışmalarıyla aktarmaktadır. 1982 yılında Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi’inde kendini yakan Mazlum Doğan, 1990’da Diyarbakır Surları üzerinde bedenini ateşe veren Zekiye Alkan, 1992 senesinde İzmir Kadifekale’de kendini ateşe veren Rahşan Demirel, 1994’te Almanya’da kendilerini Nevruz ateşine atan Bedriye Yıldız (Ronahi) ve Nilgün Yıldırım (Berivan) ile 1992’de Şırnak/Cizre ile Mardin/Nusaybin’de yaşanan çok ölümlü kutlamaların hikâyeleri görgü tanıklarının dilinde dramatik bir şekilde gazete sayfalarına taşınmaktadır.
Geçmişte yaşanan trajik hadiselerin yıl dönümlerinde tekrar hatırlanılması kolektif kimliğin inşa edilmesinde önemli bir fonksiyona sahiptir. Bu tür tekrarlanan anlatımlar olayı mitleştirmekte, zamanla gerçeklikten koparıp yeni anlamlar yüklenmesine neden olmaktadır (Connerton, 1999). Nevruz üzerine dile getirilen trajik olayların da kutlamları Kürt halkı nazarında daha anlamlı kıldığı ve PKK’nın Kürt kültürel hakları savunucuğunu yaptığını örtük şekilde benimsettiği düşünülebilir. Yine, bu kutlamalar üzerinden Kürt toplumun geçmişte yapılan zulümden kurtuşuna vurgu yapılırken sıklıkla güncel sorunlara atıf yapılarak “yeniden kurtuluş” için topluma hedef gösterilmektedir.

Sonuç

Bu çalışma kapsamında 16-22 Mart 2015 tarihleri arasında Kürt Ulusalcı basının öne çıkan temsilcileri olan Özgür Gündem ve Azadiya Welat gazetelerinde çıkan Nevruz haberleri eleştirel söylem çözümlenmesi yöntemiyle incelenmiştir. İnceleme sonucunda örneklem aldığımız iki gazetenin de Kürt siyasal hareketin çizgisinde açık ve net bir şekilde yayınlar yaptıkları müşahede edilmiştir.
Gazeteler Nevruz Haftası olarak tabir edilen 16-22 Mart 2015 tarihleri boyunca söz konusu siyasal hareketin belirlediği “Öcalan’a özgürlük” sloganı perspektifine uygun bakış açısıyla haberleri kaleme aldıkları görüldü. Her iki gazetede bir hafta boyunca kullandıkları 287 Nevruz haberinin 175’inde Öcalan’ın özgürlüğüne vurgu yapan içerikler kullanmıştır. Özgür Gündem ve Azadiya Welat gazeteleri Nevruz ile ilgili haberlerini inşa ederken, KCK-PKK sözleşmesinin 11. maddesinde tanımlanan ve Abdullah Öcalan’ı bu hareketin kurucusu, önderi ve bu siyasi çizginin takiplerinin yaşam sebebi-kaynağı olduğunu açıklayan ‘önderlik’ olgusuna göre davrandığı görülmektedir. Dolayısıyla gazeteler de Dünya kamuoyunda “Öcalan’a özgürlük” algısını oluşturmak için yoğun bir çaba içerisine girmişlerdir. İncelenen haberlerde yarısı “Öcalan’a özgürlük” söylemi olmak üzere, 7 Haziran 2015 Genel Seçimlerinde HDP’ye destek ve Kürtlere kültürel haklar isteyen söylemlerin ön planda oldukları tespit edilmiştir. Haberlerde yine geçmiş yıllardaki Nevruz kutlamalarında yaşanan ve toplumun üzerinde büyük etkiler bırakan olaylar da tekrar işlenerek Kürtlük bilincini güçlendirmek ve Kürt kimliğine olan aidiyetin güçlendirilmesi için çaba gösterilmiştir.
Sonuç olarak her iki gazetede yer alan haberler detaylı olarak incelendiğinde özellikle ulusalcı Kürtler tarafından Kürtlüğün sembolleri olarak kabul edilen Öcalan, PKK ve sarı, kırmızı, yeşil renk imgelerine sıklıkla rastlanmaktadır. Satır aralarında Kürt kimliğini, birliğini ve özgürlüğüne vurgunun yapıldığı da belirtilmelidir. Ancak Kürtlerle ilgili hemen herşey Önderlik-Öcalan bağlamında değerlendirilerek ikinciler gölgede bırakılmaktadır. Özetle, ulusalcı Kürt basının Nevruz üzerinden Önderlik-Öcalan’ın mitleştirmeye çalıştığı ikinci derecede de Kürt kimliği, benliği ve birlikteliğinin inşası için bir propaganda, sembol, simge olarak kullandığı tespit edilmiştir. Dolayısıyla bu gazeteler açısından Nevruz, ilkbaharı karşılama etkinliğinden çok önderliğin baharını inşa etme işlevi görmektedir.



Kaynakça

Aksoy, Musatafa (1996), “Kültür Sosyoloji Açısından Nevruz Kavramı” Uluslararası    İnsan Bilimleri Dergisi, Sayı 100.
Aykol, Hüseyin (2012), Susturulamayanlar & Özgür Basın Geleneği, Aram Yayınları, İstanbul
Ateş Sınır Tanımıyor, (2015, Mart 17), Özgür Gündem, s. 1.
Banga Ocalan Hêvî da Dilan, (2015, Mart 22), Azadiya Welat, s. 1.
Bizden Çaldıklarınızı Alacağız, (2015, Mart 20), Özgür Gündem, s. 1.
Connerton, Paul (1999), Toplumlar Nasıl Anımsar? (A. Şenel, Çev.) İst: Ayrıntı.
Çavên ciwanan li peyama Ocalan e, (2015, Mart 16), Azadiya Welat, s. 6.
Çelik, Halil - Ekşi, Halil, (2014), “Söylem Analizi”, Eğitim Bilimleri Dergisi, Sayı 39.
Çetin, Emrah, (Summer 2009), “Türk Dünyasının Ortak Kültür Mirası: Nevruz”, The Journal of Academic Social Science Studies, Sayı 2.
Dağdaş, Banu, Bilgiler, Latif, (2014), “AKP-CHP Polemik Haberlerini Merkez-Çevre Çatışması Teziyle Okumak” Global Media Journal Turkish Edition, Cilt 5, Sayı 9.
Dekak, Maşallah (2010), Nûçe û Nûçevanî 3 Ç 3 K, Lis Yayınları, Ankara
Demirer, Yücel (2012), Tören Simge Siyaset, Dipnot Yayınları, Ankara.
Demokrasi Zamanı, (2015, Mart 22), Özgür Gündem, s. 1.
Erdoğmuş, Abdulbaki, (2012), “Newroz Pîroz Be”, Güneydoğu Güncel Gazetesi, (http://www.guneydoguguncel.com/newroz-piroz-be--339yy.htm Erişim Tarihi: 26.04.2015).
Eriksen, T. Hylland (2002). Ethnicity and Nationalizm. Sterling: PlutoPress.
Ev Sedsal Sedsala Azadiya Ocalan e (2015, Mart 21) Azadiya Welat, s. 8-9.
Farqînî, Zana (2007), Ferheng (Sözlük), Weşanên Enstituya Kurdî ya Stambolê (İstanbul Kürt Enstitüsü Yayınları),  İstanbul.
Issı, Murat (Nisan-2013), “Kürt Basını ve Kürdistan Gazetesi (1898-1902)”, Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi, Sayı IX.
Karademir, Fevzi - Gümüş, Nezir - İlhan, Ziver - Korkut, Ahmet (2014) Kürtçe-Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara.
Kongar, Emer, (http://www.kongar.org/makaleler/mak_kum.php) Erişim Tarihi: 28.04.2015.
Kürt gazeteciliği 117 yaşında (2015), http://www.yuksekovahaber.com/haber/kurt-gazeteciligi-117-yasinda-153156.htm: Erişim Tarihi: 05.05.2015
Meşa rêviyên azadiyê didome (2015, Mart 16), Azadiya Welat, s. 1.
Milyonlar Tek Yürek (2015, Mart 21), Özgür Gündem, s. 1.
Mustafayev, Beşir (Temmuz-2013) “Adriyatik'ten Çin Seddine Uzanan Nevruz Geleneği” AVRASYA Uluslararası Araştırmalar Dergisi, Cilt 2 Sayı 3.
Neviyên Îbrahîm azadiya Ocalan gîriyan (2015, Mart 20), Azadiya Welat, s. 9.
Newroza herî bi Heybet (2015, Mart 19), Azadiya Welat, s. 1.
Newroz mizgîniyê dide (2015, Mart 20) Azadiya Welat, s. 1.
Newroza Te Pîroz Be Ey Serokê Me (2015, Mart 21) Azadiya Welat, s. 1.
Newroz xweş e bi navê te (2015, Mart 18), Azadiya Welat, s. 1.
10 Adımla Newroz’a (2015, Mart 16), Özgür Gündem, s. 1.
Onarlı, İsmail, (2003) “Nevruz Bayramı”, Türk Kültürü Ve Hacı Bektaşi Veli Araştırma Dergisi, Sayı 25.
Öcalan’ın Mesajı Barış ve Özgürlüğün Yol Haritası Olacak, (2015, Mart 21) Özgür Gündem, s. 10-11.
Öcalan’dan yepyeni mesaj, (2015, Mart 16), Özgür Gündem, s. 1.
Rayman, Hayrettin (2002) “Nevrûz ve Türk Kültüründe Renkler”, Milli Folklor ve Uluslar Arası Araştırmalar Dergisi, Sayı 53.
Roja nû ye cejna gelan e (2015, Mart 17), Azadiya Welat, s. 1.
Sökmen, Aşkın İnci (2012) “İdeolojik Boyutu İle PKK Terör Örgütü”,  Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsü Güvenlik Bilimleri Anabilim Dalı Doktora Tezi,  Ankara.
Tutar, Hasan (2002), “Tarihte ve Mitolojide Nevruz”, Türkler, C. 3: 611-621.
Türent, Nedim (2015) “Özgür basın geleneğinden yitirilen Taksimlere”, http://www.yuksekovahaber.com/yazdir/haber/haber/ozgur-basin-geleneginden-yitirilen-taksimlere-103744.htm, Erişim Tarihi: 12.05.2015
Türkdoğan, Orhan (1996), “Eski Bir Kültür Kodu Olarak Nevruz”, Türk Dünyası                     Araştırmaları Dergisi, Sayı 100: 23-38.
Yeni Yaşam Kongresi, (2015, Mart 19), Özgür Gündem, s. 1.
YILMAZ, Arzu (2014), “Usta ve Önderlik”, http://www.diken.com.tr/usta-ve-onderlik, Erişim Tarihi: 01.05.2015.
Zafer startı (2015, Mart 17), Özgür Gündem, s. 1.
http://www.kurdistan24.org/2015/04/baskan-abdullah-ocalan-ve-onderlik-gercekligi/#. VV4NFfntmko, Erişim: 15.05.2015.
http://nevruz.nedir.com/, Erişim: 01.05.2015.



[1] “Kürt ulusalcılık” kavramı PKK ve bu hareketin çizgisini ifade etmektedir. Kavram, hem sol ideolojiye hem de milliyetçiliğe birlikte vurgu yapmaktadır.

Yorumlar

  1. Home Depot Credit Card Login on the homedepot.com mycard website. The process of Home Depot credit card login is quite easy and straightforward.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

PATCH ADAMS FİLMİNİN ANALİZİ: Gülümsemek En İyi Tedavidir

KÜLTÜREL REKREASYON FAALİYETLERİ VE TURİST REHBERLİĞİ: GELENEKSEL DANSLAR, FESTİVALLER VE YEREL KÜLTÜRE DAYALI REKREASYON AKTİVİTELERİNİN YÖNETİMİ